İmgeden İmge İşleyişine: Self-tasarımı

İmgeden İmge İşleyişine: Self-tasarımı

İmgeden İmge İşleyişine: Self-tasarımı

10-11 Haziran

Hazal ÇELİK

                                                                                                                                                    

Özet

Klasik psikanalizdeki aktarım, karşı aktarım, yorum, serbest çağrışım gibi önemli terapotik eylemi belirleyen bazı kavramların tarihsel gelişimi salt cinsel inşa okumasına göre ele alınmıştır. Temel kuramların farklılıkları incelenerek terapotik müdahale biçimleri birbirleriyle ve self-tasarımı ile karşılaştırıldı. Terapotik eylemin Freud’dan başlayarak sürekli yenilendiği ve psikanalitik birikimden hem etkilendiği, hem de onu etkilediği açıktır. Kuramdaki yaklaşım farklılıklarının nasıl teknik değişikliklere yol açtığını kavramak bu yazının önemli konusudur. İkinci kısımda salt cinsel inşa okumasının terapotik eyleme yaklaşımı ve özgün müdahale yöntemi olan self-tasarımının sade bir biçimde, basit klinik vinyetlerle teknik anlatımı yapılmıştır.

Summary

The historical development of some important concepts of psychoanalysis such as, interpretation, free association, counter transferans, transferans which effect therapeutic action has been discussed in term of Pure Sexual Construction. The differences of basic theories were examined and compared with each other and self-designment, in the sense of therapeutic action. It is open that the concept of therapeutic action is constantly renewed, reviewed and effected psychoanalytic literature and also effected by it since Freud.For this article, it is important to grasp the effect of shifting psychoanalytic views to the analytic techniques. In the second part, self-design, which is the original intervention technique of pure sexual construction, is explained through simple clinical vignettes and the approach of our reading to therapeutic action is discussed.

Anahtar Kelimeler:

Self-tasarımı, aktarım, terapotik eylem, imge işleyişi, teknik, yorum, analitik müdahale, iç işleyiş, tutma, kapsama, metafor, erotizasyon, rezonans, non-ego

İmgeden İmge İşleyişine: Self-Tasarımı:

“Bilinçdışı ya da psişeyi (ruh) non-verbal salt cinsel işleyiş olarak kavramak önemlidir. Non-seksüel çağrışımlar da taşıyan baba, anne, infant ve aile kavramları matür cinsel kapasitenin iç-işleyişine ait ihtiyacın tayin ettiği non-verbal/fantezik dile geliş (speech) olarak düşünülebilir. Diğer bir deyişle anne, baba, çocuk ve aile konuşan öznenin/analizanın bilinçdışı görünümleri olmalıdır. Bu bakış açısına göre klasik psikanalizin salt cinsel okumasında ruhsallığı kuranın anne, baba ve non-matür infant arasındaki dinamik koşullar olduğunu öne sürmenin kendisi de nevrotik bir dile geliş olarak ele alınabilir.”

“Konuşma, semptom, rüya, güncel, anı (hikaye anlamında) birbirleriyle rezonans içindedir, ama tümünün en önemli karakteristiği bilinçdışının/psişenin non-verbal cinsel görünümleri olduğudur. Buradan hareketle anne, baba, çocuk ilişkisi yerine salt cinsel işleyişin verbalizasyonu psikanalizin bilinç tarifi olarak özetlenebilir. Verbalizasyonu sağlayan tekniklerin psikanaliz okumalarına bağlı olarak farklılaşabileceğini söylemiştim. Dürtü ve bastırma kuramının teknik yaklaşımının divan ve serbest çağrışım olmasına benzer biçimde, self-tasarımını Salt Cinsel İnşa okumasının pratik karşılığı olarak düşünmek gerekir.”

“Salt cinsel inşanın ruhsal çalışmayla kast ettiği, hastanın kendi öznel iç işleyişinin hangi detaylarla ve birbirine nasıl eklemlenerek, sürüp gittiğini oto-psikanalitik alanında deneyimleyerek kavramasıdır. Önerimiz bir imge çalışması olduğunu öne sürdüğümüz iç işleyişin ancak salt seksüel
çağrışımları olan imgeler aracılığıyla bilinebileceğidir.”

“Nesne ilişkileri kuramına göre travma geçmişte değil, hastanın analistle ilişkisinde şimdi ve buradadır. Dolayısıyla içgörünün en önemli elde
edilebileceği an, yeniden sahnelemeleri Freudyen bir analist gibi arkeolojik yaklaşımla geçmişte aramak yerine, odada inşa olan biçimiyle hemen
yorumlanmasıdır. Salt cinsel inşa okumamıza göre bu yaklaşım biçimi analistle analizanın arasına gelenleri çalışmaktır ve terapotik etkinliği olabilir ancak hastanın terapistle arasına geleni “gerçekten” aralarındaki bir mesele gibi yaşantıladığı düşünüldüğünde çalışılacak içeriğin rüya, geçmiş anılar, güncel gibi rezone edilmesi ve daha kapsamlı bir kurgu tarafından, yani hastanın iç işleyişinin kurgusunun dili olan self-tasarımı tarafından kapsanması gerektiği açıktır.”

“SCI okumasına göre soundun terimsel karşılığı ses anlamına gelmez. Bilinçdışının dildeki kognitif bir anlamı da değildir. Lacanyen bir bakışın aksine, dilsel anlam değildir. Kelimelere bilinçdışında bir anlamı gösteren göstergeler gibi yaklaşılmaz. Dilin tarif edebileceği bir anlamı karşılayabilecek bir kavramdan da bahsetmiyoruz. Bu okumaya göre hastanın kullandığı sözcüğün karşıladığı anlam, cinsel bir kurgunun parçası olan bir anlamın karşıladığı bir imge olabilir.”

“Hastanın konuşmasında, kendi öznelliğinin, yani iç işleyişinin belirlediği değişmez bir kurgu vardır. Anlama ancak hastanın kurgusunu bilerek ulaşabiliriz. Dolayısıyla bu kurguya, dilin sound yaratan elemanlarıyla etkin bir biçimde yanıt verebilir hale gelebiliriz. Bu sayede anlam, seksüel içeriği olan bir fotoğrafa dönüşebilir. Fotoğraf belli bir zamanı ve mekanı resmederken, imge zamansız ve mekansız çekilmiş bir fotoğraftır. Self-tasarımı ile ulaşmaya çalıştığımız da böylesi bir fotoğraftır.”

“Self-tasarımını analistin somutluktan koparak çalışmanın hastanın oto-psikanalitik alanında sürmesi için gerekli olduğunu öne sürüyoruz. Erotizasyon kavramı ise self-tasarımı sayesinde bir imgeye dönüşen analistin tam da hastaya bilincinde eksik kalan içeriği imgeleyebilme imkanı tanıması açısıdan klasik tabirle eski ya da yeni bir nesneyle kurulan ilişki değil, hastanın self-tasarımı ve egosu arasında kurulan yeni türden bir ilişki olduğu öne sürebilir. Aktarımı egonun cinsel işlevi olarak tanımlarken, erotizasyonu selfin cinsel işlevi olarak tanımlayabiliriz.”

Ruhsallık ve Bastırılanın Geri Dönüşü

RUHSALLIK VE BASTIRILANIN GERİ DÖNÜŞÜ

RUHSALLIK VE BASTIRILANIN GERİ DÖNÜŞÜ

10-11 Haziran

Dinç Orkun YONTAR, Hazal ÇELİK

Özet

Freud’dan başlayarak genel anlamıyla psikanalizde ruhsallığın işleyişi zaman ve mekanın belirleyiciliğinde anne, baba ve çocuk arasındaki dinamik ilişkinden şekil alan hikayenin varlığıyla ve bunlarla birlikte bugün olanın geçmişin temsili olarak aprés coup kavramıyla açıklandığı bir şekilde anlatılır. Buna göre ruhsallık geriye doğru işleyerek bir primal sahneyle kurulan bir psikolojik tarihi oluşturur. Bastırma ruhsallığı kurucu temel bir işlev üstlenir. Klein’ın öncülük ettiği nesne ilişkileri bağlamında bebeğin nesneleriyle ilişkisi öznel ve kurucudur. Laplanche psişik zamanın karma karışık ve kronojiyle kavranamayan halini vurgulayıp ruhsallığın işleyişinde ebeveynlerin şifreli mesajlarının çocuktaki tezahürünü psikanalize sunarken, Lacan öznenin özerkliğinin ve denetiminin ilk taslağı ve öncülünü gördüğü ayna evresiyle ruhsallığın gelişimini anlatmıştır. Psikanalizin belirli bir zamansallık söylemi içinde biyolojik, filogenetik ve çevresel sınırlılıklarla başlangıçta immatür kabul ettiği ve belirli gelişimsel safhaları izleyerek olgunşan bir ruhsallık söylemi olagelmiştir.

Summary

Starting from Freud, in general the functioning of the psyche in psychoanalysis is described with the existence of the story, which is characterized by the dynamic relationship between mother, father and child in the determination of time and space, moreover the present is explained with the concept of aprés coup as a representation of the past. According to this, the psyche works in a retrograde manner to form a psychological history established with a primal scene. Repression has a constitutive function for the psyche. Laplanche emphasized the complexity of psychic time that cannot be apprehended chronologically and suggested the idea of the influence of the coded messages of the parents in the child through the functioning of the psyche; Lacan described the development of the psyche through the mirror phase, which he considered as the first outline and premise of the autonomy and control of the subject; whereas Lacan described the development of the psyche through the mirror phase, which he discussed as the first outline and premise of the autonomy and control of the subject. Psychoanalysis had a discourse of a certain temporality in which  the psyche that is itinitially treated as immature with biological, phylogenetic and environmental limitations then matures through certain developmental steps. 

Anahtar Kelimeler

Retroaktivite, bastırma, Freud’un yapısal-gelişimsel modeli, aprés coup, primal sahne, nesne ilişkileri, Lacan’ın ayna evresi, enigmatik mesajlar

Klasik Psikanalizde Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik

KLASİK PSİKANALİZDE CİNSEL YÖNELİM VE CİNSEL KİMLİK

KLASİK PSİKANALİZDE CİNSEL YÖNELİM VE CİNSEL KİMLİK

10-11 Haziran

Merve Gürkök Kopacak, Müge Arslan Çelik

Özet

Bu makale; cinsiyet, cinsel yönelim, eşcinsellik, latent eşcinsellik kavramlarının klasik psikanalizde tarihsel olarak kullanımını, içeriğini önceleyerek ilerleyecektir. Latent eşcinsellikle ilgili savunma mekanizmaları ve semptomların ayrıntılı değerlendirilmesi ile devam edecektir.

Freud, psişenin somut anne baba kurucu dinamik unsurlar ile şekillendiğini belirtmiştir. Erişkin cinselliğinin karmaşık bir evrimin sonucu olduğunu ve çocukluğun erken dönemlerinde baştan çıkarıcı olan anne ile ilişkide ortaya çıkarak geliştiğinin altını çizmiştir. Klasik Psikanalizde zaman zaman metinlerinde eşcinsellik kavramı ile ilgili çelişkili ifadeler dikkat çekse de, eşcinselliği genel olarak biyolojik- sosyolojik bir konum, beden sınırları ile ilgili bir psikoseksüalite, somut cinsel eylem olduğu şeklindeki düşünceleri ön plana çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: latent-eşcinsellik, salt cinsel inşa, eşcinsellik, zıtcinsellik, paranoya, ödipal dönem.

Abstract

This article; will advance by prioritizing the historical use and content of the concepts of gender, sexual orientation, homosexuality, and latent homosexuality in classical psychoanalysis. It will continue with a detailed evaluation of the defense mechanisms and symptoms related to latent homosexuality.

Freud stated that the psyche shaped by concrete parent-constitutive dynamic elements. He underlined that adult sexuality is the result of a complex evolution and that it develops by emerging in the relationship with the seductive mother in early childhood. Although contradictory statements about the concept of homosexuality are noted from time to time in classical psychoanalysis texts, the ideas that homosexuality is a biological-sociological position, a psychosexuality related to body boundaries, and a concrete sexual act have come to the fore.

Keywords: latent-homosexuality, pure sexual construction, homosexuality, heterosexuality, paranoia, oedipus.

İmge, Söz-öncesi ve Dil

İmge, Söz-öncesi ve Dil

İmge, Söz-öncesi ve Dil

10-11 Haziran

Mısra Aslı Coşkun, Müge Arslan Çelik

     Bu makale, imgenin etimolojisini, ortaya çıkış hikayesini ve klasik psikanalizde Freud’da ve Lacan’da nasıl ele alındığını önceleyerek ilerleyecektir. İlerleyen kısımlarda simge kavramına da değinilecek ve salt cinsel inşa kuramına göre her iki kavramın da klasik psikanalizden nasıl farklı okunduğu konusu ele alınacaktır. İmge, yani “image” Latince “imago”dan türemiş bir sözcüktür. Latincede geldiği anlamlar, “tasarım, taklit, portre, soyluların cenaze törenlerinde sergilenen ölenin balmumundan yapılmış büstü; ölünün hayaleti, düşte görülmesi; yankı, bir kişinin kopyası” gibi anlamlara gelir. Fransızca-Türkçe sözlükteki anlamları, “yansıma, tasvir, suret; dinsel resim, ikon; anı, izlenim, benzetme, eğretileme; görüntü, hayal; görünüm, manzara” gibi karşımıza çıkar. İngilizce-Türkçe sözlükte, “şekil, suret,tasvir, heykel;put; fikir, hayal; timsal; kanaat” gibi anlamlara gelir. İngilizcede kelimeden türeyen eylem olarak ise düşlemek, farz etmek, tasvirini yapmak, sanmak, hayal kurmak, tasarımlamak anlamları var. TDK’da ise imge, “zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya;duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj;duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj” olarak yer alıyor. Klasik psikanalizde de ilkin imge Carl Gustav Jung tarafından kullanılmakta ve kısaca değinmek gerekirse , bir kişinin ilişkilenmelerini ve işleyişini etkileyen zihinsel bir temsil anlamında ele alınmaktadır. Ayrıca, Jung Carl Spitteler’ın “Imago” adlı romanını okuduktan sonra imgeyi çalışmalarına eklemiştir. Bu roman aynı zamanda, psikanalizin yeşermeye başladığı dönemlerde hem Freud hem Jung’un çalışmalarında refere ettiği bir eser olarak ön plana çıkmaktadır. 

    

Endo-aktivite: Zamansızlığın Yeniden Ele Alınması

Endo-aktivite: Zamansızlığın Yeniden Ele Alınması

10-11 Haziran 2023

İrem İLHAN YÜKRÜK, Hazal ÇELİK

Özet

Klasik psikanaliz psikoseksueliteyi hiyerarşik ve lineer şekilde oral, anal, ödipal dönemleri içeren gelişimsel bir süreç olarak ele alırken; üç temel kurucu unsur olan anne, baba, çocuk ve aralarındaki dinamik ilişkiyi temel alır. Bu iç içe inşa olan psikoseksüalitenin kurucu unsurlarını da birer somutluk, somut gerçeklik olarak ele almak ve geriye doğru işleyen, geçmişte -ilk sahnede- kurulmuş bir psike tasavvuru yerine, hali hazırda yeterince olgun olarak kavranabilecek cinsel kapasiteyle eşanlamlı kullanabileceğimiz imge işleyişini ruhsallığın temel kurucu unsuru ve bir iç işleyiş olarak da kavrayabiliriz. Salt cinsel inşa okumasına göre anne, baba, infant sırasıyla; maternal non-kapasite, fallik imge ve ben imgesi olarak, her biri cinsel fonksiyonları tarif eden birer imge biçiminde ele alınır. Fantezi ya da somut deneyimin karışımı da olsa, anne, baba ve çocuğun bulunduğu ilk sahne yerine, kişinin seksüelitesinin tüm unsurlarını içeren, imgesel bir çalışma yapmayı olanaklı kılan, cinsel birleşme anının fotoğrafını değil de, maternal non-kapasite, fallik imge ve ben imgesini içeren, seksüel fonksiyonların özeti gibi görülebilecek bir sahneyi kuran temel sahne kavramını öneriyoruz. Cinsel inşanın üç sac ayağını oluşturan imgelerin birbirleriyle nasıl eklemlendiği, her imgenin öznel fonksiyonu iç işleyişi oluşturur ve öznellik budur diyebiliriz. Bilinçdışının zamansızlığından farklı olarak, gelişimsel dönemeçlerde zedelenmelerin ve savunmaların dürtülerle etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir yapının “zaman”ı kavramayışından, bir yere saplanıp kalmasından ya da bir yere gerilemesinden ziyade, imge işleyişinin eskimeyen, değişmeyen, büyümeyen, eksilmeyen yapısı kast edilmektedir. Dolayısıyla maternal non-kapasitenin, fallik imgenin ve ben imgesinin zaman dışı evreninden bahsedilmektedir.

Abstract

While classical psychoanalysis considers psychosexuality as a hierarchical and linear developmental process that includes oral, anal and oedipal periods; It is based on the three basic founding elements, mother, father, child and the dynamic relationship between them. Considering the founding elements of this intertwined psychosexuality as concreteness, concrete reality, and instead of a psychic imagination that works backwards, established in the past -in the first/primal ? scene-, we can use the image processing as the main constituent element of the psyche and use it as synonymous with the sexual capacity that can already be grasped as mature enough. We can also understand it as an endo-activity. According to the purely sexual construction reading, mother, father, infant respectively; maternal non-capacity is mentioned as phallic image and self image, each as an image describing sexual functions. Instead of the first scene with mother, father and child, even if it is a mixture of fantasy or concrete experience, it contains maternal non-capacity, phallic image and self image, not a photograph of the moment of sexual intercourse, which makes it possible to make an imaginary work that includes all elements of one's sexuality. We propose the concept of the basic scene that establishes a scene that can be seen as a summary of sexual functions. We can say that how the images that make up the three pillars of sexual construction are articulated with each other, the subjective function of each image constitutes the inner working and this is subjectivity. Unlike the timelessness of the unconscious, what is meant is the ageless, unchanging, non-growth, and non-decreasing structure of image processing, rather than the fact that a structure that emerges as a result of the interaction of injuries and defenses with impulses during developmental turns does not grasp "time", is stuck in a place or regresses to a place. Therefore, the extratemporal universe of maternal non-capacity, phallic image and self image is mentioned.

Anahtar kelimeler: Endo-aktivite, maternal non-kapasite, fallik imge, ben imgesi, zamansızlık, zamandışı, ensestiyöz arzu, ensest yasağı, maternalite, psişe. 

Salt Seksüel İnşa’da Latent-eşcinsellik

Salt Seksüel İnşa’da Latent-eşcinsellik

Salt Seksüel İnşa’da Latent-eşcinsellik 

10-11 Haziran 2023

Sema Ateş, Müge Arslan Çelik

Özet 

Bu makale, latent eşcinselliğin klasik psikanaliz ve salt seksüel inşa okumasını birlikte ele alarak gelişecektir. Latent eşcinselliği, psikenin kurucu seksüel/ensest tasarımı olarak kabul eden salt seksüel inşa anlatısı, klinik örnek çözümlemeleriyle izah edilmeye çalışılacaktır. Klasik psikanalizdeki anne, baba ve infant terimlerini, salt cinsel inşa ruh tasarımının imgeleri olan yeni kavramlar karşılayacaktır. Bunlar sırayla; maternal non-kapasite, fallik imge ve ben imgesidir. Latent eşcinsellik kavramının salt cinsel inşa okuması latent-eşcinsellik olarak simgeleştirilmiştir.

Latent-eşcinselliğin klinik görünümlerinin klasik psikanaliz çözümlemeleriyle salt cinsel inşa imge işleyişinin sistematiği karşılaştırmalı olarak çalışılmasına önem verilmiştir. 

Psikanaliz teorisini farklı pratiklerle ele almanın kurama söylem kazandırmada sağladığı faydayı önemseyen bu çalışma aynı zamanda klasik psikanalizle kurulabilecek radikal bağı tarif etmeyi amaçlamaktadır. Bu yüzden de kolaylıkla benzer anlam ve terimlerle iç içe ilerleyen anlatı dilinin varlığını bir dezavantaj olarak düşünmedik. Bu makale Salt Cinsel İnşa psikanaliz okumasını kuram sistematiğinin ele alınmasında bir veri olarak yer edinmesini önemsemektedir.

Anahtar kelimeler: latent-eşcinsellik, immatür infant, fallik imge, maternal non-kapasite, salt cinsel inşa, paranoya, ben-imgesi

Salt Cinsel İnşa Okumasına Göre İmge İşleyişi

Salt Cinsel İnşa Okumasına Göre İmge İşleyişi

Salt Cinsel İnşa Okumasına Göre İmge İşleyişi

Salih Eren KURÇ, Hazal ÇELİK

Özet

İmge, klasik psikanaliz kuramlarında çoğunlukla dil öncesi döneme özgü, eksik/noksan, gerçekliğin çarpık bir yansıması olarak ele alınmış, gelişimsel olarak dille ortaya çıkan soyutlama becerisi sayesinde yerini simgesel olana bırakacağı öne sürülmüştür. Özellikle Lacan ve Klein’ın kuramlarında simgeye büyük önem atfettiklerini görebiliyoruz. Öte yandan, zaman, mekan, beden, gelişimsellik ve sosyolojik temaslardan ayrık, salt bir şekilde cinsellik üzerine kurulu baştan olgun bir bilinçdışı önerisinde bulunan Salt Cinsel İnşa okuması, imgeyi ve imge işleyişini merkeze alıyor. Maternal non-kapasite, fallik imge ve ben imgesinin sac ayaklarını oluşturduğu bir işleyiş, imge işleyişi öneriyor. Makale, bu işleyişi yer yer klasik kuramlarla karşılaştırarak açıklamış, bağlantılı kavramları Salt Cinsel İnşa okuması ile ele almıştır.

Anahtar kelimeler: imge, simge, simge denklemi, imge işleyişi, maternal non-kapasite, fallik imge, ben imgesi, cinsel kapasite, ensest arzu, iç işleyiş

Abstract

In most classical psychoanalytic theories, the image and the imaginary are conceptualized as things that belong to developmental stages before the formation of language, and that are lacking, as mere distorted replications of reality. With the formation of language, image and the imaginary would be replaced by symbol and the symbolic. Especially, in Lacan and Klein’s theories, the major importance of the symbol and the symbolic is apparent. On the other hand, Pure Sexual Construction reads unconscious as a concept far apart from time, space, body and being by any means developmental or sociological. Rather it offers an unconscious which is mature since the beginning and purely constructed by sexuality. And that unconscious operates thorough the image and the imaginary mechanism, which is defined by the operation between maternal non-capacity, phallic image and ego image. This study focuses on explaining the mechanism partly in comparison with the classical theories and provides discussion for related concepts as Pure Sexual Construction reads them.

Keywords: image, symbol, symbol equation, imaginary mechanism, maternal non- capacity, phallic image, ego image, sexual capacity, incest desire, inner mechanism

Psikanaliz Çalışmaları Derneği 2023-2024 Dönemi 1.yıl Teorik Eğitim Başvurusu

2023-2024 Dönemi 1.yıl Teorik Eğitim Başvurusu

Psikanaliz Çalışmaları Derneği 2023-2024 Dönemi 1.yıl Teorik Eğitim Başvurusu

 

  • Psikanaliz Çalışmaları Derneği 2023-2024 Dönemi 1.yıl teorik eğitim başvurusu için tıp hekimi, psikoloji, psikolojik danışmanlık, psikiyatri asistanı/uzmanı, klinik psikoloji öğrencisi/mezunu olmak yeterlidir.
  • 2.yıl ve sonraki dönem teorik eğitimlere devam edebilmek için psikiyatri asistanlığı ya da klinik psikoloji angajmanının sağlanmış olması ya da eğitimcileri tarafından  sonraki bir yıl içerisinde gerçekleşeceğine dair taahhüt kanaati gereklidir.
  • Kayıt sürecinde istenecek belgeler ve talep edilen mülakat için işbirliği özeni önemsenmektedir.
  • Eğitimlere kabul edilenlerin %10'una burs verilecektir.
  • 1.Yıl Teorik Eğitim Programı

    Psikanaliz Çalışmaları Derneği 1. yıl teorik eğitim programını hem psikanalize giriş niteliği taşıyan hem de güçlü ve sistematiği kavranabilen bir teorik zemin oluşturmak için tasarlamıştır. Bir diğer esas amaç da öğrenciye  üst okuma stili edindirerek  klasik metinler ve güncel literatür eşliğinde temel psikanalitik kavramları derinlemesine çalışmayı kazandırmaktır. 1. yıl teorik eğitimi hem formasyon sürecinin gereklilikleri olan psikanalitik terapi, süpervizyon gibi pratik süreçlere hazırlama, hem de ekolümüzün Salt Cinsel İnşa okumasına eşlik edebilecek teorik arka planı ele alarak ilerleyebilme ve taraflar için bir karar aşaması oluşturmak için dizayn edilmiştir.

    Dersler haftada bir gün; toplam iki saat ve yüz yüze olacak şekilde planlanmıştır. Eğitim döneminde ölçme ve her  iki dönem için dönem ödevi hazırlama sürecin gerekliliğidir.

    Psikanaliz Çalışmaları Derneği eğitmeni 1. yıl Teorik Eğitim programını aktif anlatıcı konumunda ve program içeriği önceden planlanmış ders saatiyle uyumlu bir sorumlulukla ilerletir. Eğitim; eğitmen, süpervizör ve eğitim komisyonu işbirliği ile yürütülür. Öğrenciler eğitim sürecini hiyerarşik sıraya uyum sağlayarak geliştirebilir.

    1. yıl teorik eğitimi programında çalışılacak temel konular arasında; psikanalitik çerçeve, bilinçdışı, aktarım ve karşı-aktarım bulunmaktadır.

    1. Psikanalitik Çerçeve; J.Bleger ve A.Lemma'nın Psikanalitik Çerçeve metinleri temel kaynak olarak okunacaktır. Ayrıca konuyla ilişkili literatüre ait ek okuma listesi (örn. strap-on makalesi vb.) eğitmen tarafından verilecektir. Freudyen bir okuma ile çerçeve konusu klasik anlamıyla ayrıntılı incelenecektir. Çerçevenin oral dönemin temel kavramlarından simbiyöz ile bağlantısı çalışılacak ve katılımcıların önemli zihinsel konseptler ile (örn. iyi meme- kötü meme, agresyon, non-verballik, semptom, omnipotans,imge vb.) aşina olarak bu kavramları çerçeve ile ilişkilendirmeleri sağlanacaktır. Katılımcıların psikanalitik durum ve psikanalitik formülasyon ile tanışmaları ve ayrıca salt cinsel inşa teorisine göre klinik teknik müdahalelere (örn. non-ego, up etmek, metaforik eklemlenme vb.) aşina olmaları planlanmaktadır.
    2. Bilinçdışı; Freud'un bilinçdışı makalesi temel metin olarak ayrıntılı incelenecektir. Topografik, ekonomik, yapısal kuramları, bilinçdışı, bilinçöncesi, bilinç, id, ego,süperego, bastırma, libido, kateksis gibi kavramlar klasik Freudyen açıdan ve salt cinsel inşa teorisine göre üst okuma ile ele alınacaktır. Bilinçdışının görünümleri olan konuşma, aktarım, rüya, semptomun birbirleri ile ilişkileri araştırılacaktır. Rüya ve oluşum mekanizmaları incelenecektir. Ayrıca oral dönem savunma mekanizmaları ve Klein'ın kuramı yakın okuma ile ele alınacaktır.
    3. Aktarım; Freud'un aktarım nevrozu kavramı ile başlanarak, literatürde kuramcıların aktarımı nasıl ele aldığı araştırılacaktır. Aktarım türleri ve klinik görünümlerinin gelişimsel aşamalar ve seksüalite ile ilişkisini kavramaya yönelik literatür okunacaktır. Acting in/out, enactment, bilinçdışı fantezi, dileğin varsanısal doyumu gibi aktarımla ilintili kavramlar ayrıntılı işlenecektir. Oral döneme ait temel kavramların (örn. primer narsisizm, splitting, projeksiyon, paranoid-şizoid konum, depresif konum vb.) çalışılması tamamlanacaktır.
    4. Karşı-aktarım; Freud ve nesne ilişkileri kuramcılarından itibaren güncel psikanalitik literatür derlemeleri de dahil olmak üzere karşı-aktarım kavramının değişimi ele alınacaktır. Ogden'in terapötik üçüncü kavramı klinik vinyetler içeren makaleler eşliğinde incelenecektir. Katılımcılardan tüm yıl boyunca öğrendikleri temel kavramları birbirleri ile ilişkilendirmeleri ve psikanalitik formülasyon yapmaya dair beceri geliştirmeye başlamaları beklenecektir. İkinci sınıfa hazırlık olarak anal dönem de giriş niteliğinde ele alınmaya başlanacaktır.
      1. yıl teorik eğitiminin temel kavramları açısından okunacak kuramcılar listesi şöyledir: Freud, Fairbairn, Klein, Winnicott, Bion, Bleger, Laplanche, Ogden. Ders yılı başında içinde bir yıllık literatür listesinin de olduğu metinlerden oluşan okuma listesi verilmektedir.