Rüya Çalışması, Endo-aktivite, Sound ve İmge: Uğraş Erman Uzun
Rüya Çalışması, Endo-aktivite, Sound ve İmge: Uğraş Erman Uzun
Freud rüyaların yorumlanmasını bilinçdışına açılan “kral yolu” olduğu betimlemesi ile, psikanaliz içerisinde çok önemli bir yere yerleştirir. Rüyada simgeler aracılığıyla anımsanan bastırılmış anıların bilinçdışı içeriğini içsel düşlemler kadar tarihsel hakikatin yani hikayenin de oluşturduğunu ileri sürer. Rüyaya özgü tanımlanmış işlemlerden geçerek sansürlenmiş bu bilinçdışı içerik, analiz sürecinde rüya yorumlaması ile bilince getirilebilir. Klasik psikanalitik rüya çalışması, anımsamanın bir yolu olarak ele alındığında, regresyon talebi gibi de görülebilir. Geçmişi anımsamanın ve anımsananın bilinçdışı içeriğinin yorumlandığı ve onaylandığı hasta-analist buluşmasının, endo-aktivitenin non verbal doğası sonucu, örtük bir aktarım-karşı aktarım ilişkisine yazgılı olması kaçınılmazdır. Hastanın işleyişine dair ipuçları barındıran bu ilişki, aslında analist için agresyon nesnesi olmaya yazgılı kaderine de ışık tutabilir. Dürtü kuramının biyoloji ile (beden-erojen bölge) kurmaya çalıştığı ilişkinin sonucu olarak analist, bir somutlaşma çabası içerisinde geçmişte olanların ne kadarının “gerçek” ne kadarının “fantezi” olduğunu hesap eden konumuna sürüklenebilir. Bu aslında hastanın nevrotik psişesinin, bir öyküde, bir geçmişte ve bir dinamik ilişkide kurulduğuna dair anlatı talebidir. Psişenin merkezine bahsi geçen somutluk yerine “imge” yerleştirildiğinde zaman ve mekana simetriye olmayan bir ruhsallık anlatısı mümkün görünür. Ruhsallığın cinselliği barındıran imgesinin de zuhur ederken bir “sound” oluşturacağı aşikardır.
Analiz sürecindeki rüyanın, analisti endo-aktivitenin işleyişinin imgesi olarak yerleştirmenin görünümü şeklinde ele alınması, psikanalitik sürece ve tekniğe dair de bir çok anlaşılması zor ya da karmaşık konuyu açıklayabilir.