Kurgu ya da Hikaye: Olmak ya da Olmamak
Kurgu ya da Hikaye: Olmak ya da Olmamak
Ahmet Balad Coşkun
Özet:
Sofokles’in Kral Laios’undaki kâhin, Doris Gray’deki ressam, Shakespeare’in Hamlet’indeki hayalet karakterlerini ortak kılan kurgu ya da edebi söylem üzerine düşünmek bilinçdışı işleyişi kavramada önemli olabillir. Fantezik/gerçek olmayan roller aracılığıyla yalanı, entrikayı açığa çıkarmanın birer ipucudurlar öncelikle. Bariz bir tezat olsa da “en sahici gerçeğin” hayalet ve kahin rolleriyle dile geldiği sır ustalıkla 'metnin gerçeğine' yedirilmiştir. Okur ya da seyirci bu karakterler sayesinde bir savcı duygusuna kapılarak somut gerçeğin tutkulu ve hatta ahlaki savunucuları haline gelir kolaylıkla. Edebi söylem bilinçdışıdır ve mge işleyişine sahiptir. Soyut doğası gereği dili (simgeyi) dışarda bırakarak kıymetli olanı (bilinci) kendine saklamıştır. Bilememe zaafı -yani hayalet- gözardı edilebilir, çünkü nihayetinde bir hikaye, daha doğrusu fabl sayesinde somut dünyanın nesnel unsuru olunabilir sadece.
Hamlet ve Kral Laios metinleri bariz bir hokus pokusla -hayalet ve kâhin karakterlerle- yani bir fabl (hayvansı bir açlık ya da tutkunun simgesini yaratabilmek) için elzem olan geriye döndürülemez bir ilk sahne yaratır. Biliyoruz ki okuyucu/seyirci yaratılmış bu imge karakterler aracılıyla kendini ve içinde bulunduğu dünyayı hissedebilmektedir. Gerçeğin -belki de bilincin- hayalet (gerçek olmayanın imgesi) olmaksızın kavranamayacağı insani trajedi bu vesileyle mesele edilebilir.